|
|
|
Seni sevmek için, ne kadar sebep varsa içimde,
İşte seni sevmemek içinde, öyle…
Seni sevmek için ne kadar söz varsa dilimde,
Seni yermek için, sana ermek için, yok işte…
Bir yalan uyduruyorum ben kendimce,
Kendime umutsuzluk, sana umut.
Yollarıma çaresizlik düşmüş eşkıya,
Ben sana zehir zemberek bir suskunluğum,
Ben sana, gözlerinden vurulmuşum.
Sana açılan kapıların, üzerime kapanan sesinde.
Ben seni değil, kendimi unutmuşum.
Yaralarımın kanayan damarlarına,
Uykusuz gecelerimden kör sokaklar sürmüşüm.
Ne mutlu bana, ne mutlu…
En çok bir yıldız kayıyor biliyor musun?
Bir dilek tutuyorum işte,
Ellerin oluyor,tutunuyorum sana…
Soluksuz bir sokak lambası altında,
Şubat’a müebbet gözlerimi sunuyorum sana,
Anlasana...
Seni sevmek için ne kadar sebep varsa içimde,
İşte o kadar yalan uyduruyorum kendime,
O kadar yalan...
Kime ne?
Kendime yalanlarla tutunuyorsam, kime ne?
Kendimi sende unutuyorsam, kime ne?
Sende susuyor, Sende konuşuyorsam,
Sende uyuyup, Sende uyanıyorsam,
Vuruyorsam talan olan umudun mahzenine kendimi,
Kime ne?
Kime ne kendimi kanatıyorsam senin düşünde,
Yalan yada gerçek,
Sen!...
Sen, sakın gecesiz uykularımda üşüme!
Ben üşüyorsam…
Kime ne?
|
|
|
|
|
|
|
Bugün 13 ziyaretçi (15 klik) kişi burdaydı!
|
|
|
|
| | |